Biz insanlar olarak yaşadığımız çoğu olayın olumsuz tarafına bakıyoruz. Klasik insan ön yargısı işte... Tamam elimizde bir sorun olduğunu düşünelim ve bunun üstesinden nasıl gelebiliriz biraz onu konuşalım istiyorum.



Hayatınızda tıpkı benimkinde olduğu gibi yalnızca çözümlere odaklanıyor olabilirsiniz. belkide sorun çözümlerin size yabancı olmasından da kaynaklanıyor olabilir. yani engelleri aşmamız söz konusu olduğunda kendimizde bizi bir adım ileriye götürecek o güveni bulamıyoruz. Engelleri aşmak için gerekli her şey zaten sizin kalbinizde. burada yapılan hata kendi içinizdeki o hırçın gücünüze hiç güvenmiyor oluşunuzdur.

Hayat karşımıza bir çok engel koyar ve biz bu engellere karşı başarılı olmamız gerekir. Başarının sırrı ise içindeki güce inanmaktan geçer.

Mesela şimdi söyleyeceğim bu laflar size tanıdık gelecek...

-Sen yapamazsın!
-Gücün yetmez!
-Bu iş sana göre değil!

Bizler bu cümlelere kulak astığımız için başarılı olamadık sürekli başkalarının dediklerini doğru kabul ettik. tek yapmamız gereken içimizdeki güce inanmak ve mücadele etmekti. Yaşadığım hayat boyunca şunu öğrendim ki tekrar tekrar karşıma çıkmaktan vazgeçmeyen engelleri aşmak için kendimi tanımak ve doğuştan gelen yeteneklerimi keşfederek sorunlarımı içimdeki  güç ile çözebildiğimi fark ettim.

Fakat burada da ince bir çizgi var eğer kendimizi engelleri aşacağız diye fazla yırtıcı hale getirirsek bu zorbalığa girer erdemden uzaklaşırız. Sorunlar içerisinde yılmadan kedine güvenerek devam edebilmek insanı erdemli kılar ve diğer insanların da örnek aldığı erdemli insanlardan oluruz.

Şimdi size birisinden bahsedip kim olduğunu en son söyleyeceğim.

7 yaşında yetim kaldı.
8 yaşında maddi yetersizlikten dolayı okuldan ayrılıp halasının yanına gitti ve daha sonra halası tekrar okula yazdırdı.
13 yaşında ortaokula başladı yazları işlerde çalışıp okul harşlığı biriktirirdi.
24 yaşında tutuklandı defalarca sorguya alınıp 2 ay hücre de hapis yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi
30 yaşında doğup büyüdüğü memleketi işgal altına alındı.
37 yaşında böbreklerinden hastaydı ve 2 ay hastalığını tek başına geçirdi.
38 yaşında hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
39 yaşında hakkında idam kararı çıkartıldı.

Peki kimdi bu adam?

Tüm bunlara rağmen pes etmedi her olumsuzluk onu daha da güçlendirip kendisine daha çok güvendi ve Cumhuriyeti kurdu ve sayısız başarılara imza attı. Bu kişi Mustafa Kemal Atatürk'ün ta kendisidir.

Bu yazımı güzel bir söz ile tamamlamak istiyorum.
Birçok insan engellerin ne olduğunu görür ama çok azı başarının içinde olduğunu anlar. Ve tarih en başından başarının ve gücün içlerinde olduğuna inananları altın harflerle yazmıştır.